İstinaf mahkemesinin vermiş olduğu karara karşı olarak hükümlerinin yeniden incelenmesi için yapılan kanun yoluna temyiz denir. Bir nevi üst mahkemeye olayın taşınması olarak nitelendirilir. Taraflar başvurusunu gerçekleştirmeleri ardından istinaf mahkemesi kararının değiştirilmesinin veya bozulmasının talebinde bulunurlar. Başvurunun gerçekleştiği zaman dosyayı incelemeye yetkili olan mercii Yargıtay’dır. 15 günlük istinaf mahkemesi kararının tefhimi veya tebliğinden itibaren temyizin süresi olarak nitelendirilir. Süre içerisinde ilk karar verilen gün hesaba katılmaz ve işlemler bu günden sonra yapılır. Bu sayede temyiz ve temyiz süreci nedir cevapları alınmış olunur. 15 günlük sürecin son günü tatil gününe denk gelirse sonucu aktarmak için bir sonraki iş günü beklenir.
Kimler Temyiz Hakkına Sahiptir?
Temyiz işlemini yapabilmek için davanın tarafı konumunda olmak gereklidir. Davada yargılanan kişi bu hakkı kullanabilir. Ayrıca bu hukuksal haktan yararlanabilecek olanlar dava sanığının yasal temsilcileri, avukatı veya eşi olup bu başvuruyu gerçekleştirebilirler. Davaya müdahil olan kişiler arasında şikayetçiler, mağdurlar, suçtan zarar gören üçüncü kişiler dava içerisinde yer almalarından kaynaklı yerel mahkeme kararını temyiz hakkına sahiptirler. Cumhuriyet savcısı hükmün bozulması için bu hakkı kendisinde barındırmaz.
Temyiz Başvurusu Nasıl Yapılır?
Hukuk kuralları içerisinde yasal bir hak olarak görülen durumda bölge adliye mahkemesine dilekçe verilmesiyle başvurusu gerçekleştirilir. Verilen dilekçe içerisinde temyizin neden istenildiğine dair nedenler açıkça belirtilmelidir. Sanığın hükümlü olduğu ceza miktarı ne olursa olsun kendiliğinden temyize tabi mahkeme kararları olmaz. Kanun içerisinde istinaf incelemesi açısından 15 yıl veya daha fazla hapis cezaları için yeniden düzenlemeleri yapılmıştır. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu içinde düzenlemelerde resen temyiz kurumuna mevcut kanunda yer verilmemiştir. Sanık tutuklu olsa da yasal hakkının başvurusunu yapabilir. Başvuruyu gerçekleştirmek için bulunduğu cezaevi müdürlüğüne dilekçeyi göndererek temyiz süreci başlamasını talep edebilir.
Temyiz Dilekçesinde Temyiz Sebebi Gösterme Zorunluluğu
Temyiz dilekçesi gönderileceği zaman dilekçe içerisinde bu yasal hakkın neden istenildiğine dair sebepler belirtilmesi gerekir. Bu durum bir zorunluluk halinde ortaya çıkar. Hatta ceza mahkemelerinde dilekçesi gönderilen bu işlemlerde nedenler belirtilmemişse Yargıtay tarafından kabul edilmediği görülür. Dilekçede belirtilen sebepler ise somut niteliği olan nedenler olması gerekir. Ancak bu şekilde dilekçe mahkeme süresinde etkili olur.
Yargıtay ise “karar hukuka aykırıdır, karar kanuna aykırıdır” şeklinde olan beyanı temyiz nedeni olarak kabul edebilir. Bu durumla karşılaşması sonucunda ise 5271 sayılı CMK’nın 288.maddesi kapsamında temyiz incelemesini gerçekleştirmeye başlamıştır.
Gönderilen dilekçelerde gerekli nedenler belirtilmediği takdirde başvuru reddedilir ve usulüne uygun bir temyiz davası olmadığı için kesin hukuka aykırılık halleri dahi resen incelenmesi yapılmaz. Gerçekleştirilen başvuruda ise nedenleri esas alarak Yargıtay incelemeleri yapmaya başlar ve sadece bu nedenlere bağlı olarak sonucu ortaya çıkartır. Başka yazılmayan sebeplerden hareketle sonuca bağlamlandırması olmaz.
Temyiz ve Temyiz Süreci Nedir; Temyiz Başvurusu Usulünde Yanılma
Yasal hak olarak görülen temyizin başvurunda dilekçe yanlış birime ya da mahkemeye gönderilmiş olabilir. Yanlış gönderim sonucu bu hakkın kaybolması ortaya çıkmaz. Temyiz süresi içerisinde verilme gerçekleştiyse dilekçe halen daha geçerliliğini korur ve yanlış olan birimden asıl ilgili olan birime gönderilir. Yetkili olmadığı halde temyizin dilekçesini alan mercii, dilekçeyi derhal görevli ve yetkili mahkemeye gönderme zorunluluğu vardır.